4 Temmuz 2015 Cumartesi

Karanlık Kuşatması.

Karanlık ile ilgili ne hissediyorsunuz? Sizi korkutuyor mu? Ya da içindeki gizeme saplandığınızı hissediyor musunuz? Peki ya hakkında neler biliyorsunuz?

Karanlık çoğu insan için bilinmeyen bir korku nedenidir. Bir çok psikolojik rahatsızlğı olan insan başlangıçta karanlıktan korkar ve içine girdikçe onu daha çok benimser. Normal olduğunu hisseden insanlar ise karanlıkta gizlenebilecek şeylerden korkarak tüm ışıkları açık uyur. Aslında normal insanlık diye bir şey yoktur... Her insanın çocukluk yada gençlik döneminde yaşadığı bir takım sorunlar yüzünden hiç bir insan normal bir psikoloji sahibi olamaz. Eğer bunun ortalamasını istiyorsanız hasta olan insanlar normal olduğunu düşünenlerden daha kötü durumdadır çünkü belli başkı konular ile tanımlana bilen insanlar aslında daha iyi konumdadır. Konuya geri dönüp karanlık ile ilgili düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmenizi isteyeceğim. Çünkü kendi psikolojinizi bu aralık ile ölçebilir, bir başlık altına (Örneğin şizofreni) sığınıp sığınamayacağınızı öğrenebilirsiniz. Size öğreteceği şeyler çok başkadır karanlığın... Paylaştıkça delirdiğinizi hissedersiniz... Ama bir çok insan bunu hissedemeden ölür yada deli hastanesine yatırılır. Bunun nedeni sizin beyninizi odaklayabilme yeteneğinizdir. Bir şizofrene beyni değil, kendi beynine oyun oynamaya başlar. Çünkü görülmeyeni görmek büyük yetenektir. İşte karanlık en basit olarak insana bunu öğretir. Peki ya bugünki konu başlığımız neden karanlık kuşatması? Çünkü insan karanlığın içerisine daldıkça kendini kurtaramaz, ona daha çekici gelir, baktıkça milyonlarca düşünce arasında boğulur... Asıl soru ne biliyor musunuz? Peki bu karanlığın içinde ne var? İşte bunun cevabı biraz karışıktır... Acaba karanlık tamamen boş mu? Yoksa orada sizin gerçek benliğiniz mi saklıdır? Her insana göre başka bir görüşü olan karanlık gerçekte ne dir biliyor musunuz?







Bu kadar düşündükten sonra size karanlığın gerçek yüzünü söylemenin zamanı geldi



Gerçekte size birşeyler öğreten o karanlık aslında bir ışık yoksunluğudur. Kimse size karanlığı gösteremez çünkü aslında yoktur, Herhangi bir ışığın varlığında karanlık tamamen yok olur, yada aslında zaten hiçbir zaman olmadı, sadece ışık yokken gelip size bakıcılık yaptı...

Frahm.

Bugünlerde yağmurlar hiç durmuyor Frahm,aynı içimde akan durmak bilmeyen dereler,şelaleler ve nehirler gibi.En çok böyle zamanlarda sevebiliyorum bir nebze hayatı.Her yerde kaçışan insanlar her köşede lanet okuyup dinmesini bekleyen canlılar.Sadece sokaklarda gerçekten mutsuz insanlar ve kediler.

Biliyormusun Frahm? yaşamak için sadece defalarca ölmekte yetmiyormuş.Üst üste boğulman,sancı çekmen,içine gömmen gerekiyormuş. Ölmek kolaymış,yaşamak zormuş.Her yağmur damlasının etkisinde kalmaktan alıkoyamadım kendimi.Bitiremedim bir türlü her şeyi Frahm. Aslında ben çok bencildim,ya da sadece gerçekten bir hiçtim.Yağmurlar durmasın Frahm.Güneş doğmasın.Çok şey istediğimin farkındaym,ama sen hep demezmiydin insanlar güneş ile doğar?Ben kimsenin doğmasını istemiyorum.Sadece ben biraz daha kendimi bulmak istiyorum.Bugünlerde hiç yağmurlar durmuyor Frahm.Yağıyor, yaşadığım acının gerçek olduğunu hissetirerek.

Aşk Ve Depresif.

Bir zamanlar düşüncelerim ve kişiliğim çelişiyordu. O günlerde kendimi çok yalnız ve çok özel hissediyordum. Kendime bir sorunum olup olmadığını bir günde yüzlerce kez soruyordum belki...
Zamanın geçmesi için içimden adım adım saniyeleri saydığımı hatırlıyorum, peki bunu neden yapıyordum? Hayatımda gariplikler sezdiğim ve “Hayat” dedikleri o şeyi anlamam işte o zamanlar olmuştu. Okulda ve evde hayat gerçekten güzeldi aslında. Hiçbir sorun yaşamıyordum yıllar sonra ailemle ve itiraf etmeliyim gariplikler zaten o zaman başladı. Aslında bugün buraya yazmamın sebebi bu zamanın geçip geçmediğini bilmiyorum... Ama anlatmak istediğim ve kendimle yüzleşip öğrenmek istediğim, kendimde bilmek istediğim birşeyler var.Herşey başlangıçtan sonra değişimlerle ilerledi. Yağmur sesini sevip güneşten nefret ettiğim günler olmaya başladı ve şuanda keşke yağmur yağsa dediğim anlardan biri.Şu anı anlatıp burayı boğmak istemiyorum ve başlıyorum. Eskilerden birgün bu zamandan ilk çıktığımı sandığım zaman büyük bir aşkla doluydu kalbimin birkaç köşesi yada ben öyle sanıyordum belkide... “İnsan aradığını bulur ve kaybeder” sözünün ne kadar doğru olduğunu öğrenmiştim. Uyumayı çok seven bi insanken birden değişip uyumaktan çok yaşama istediğimi sezdim. Ama artık sonuca gelmem gerek çünkü size anlatabileceğim yüzlerce şey varken sadece 5 dakikaya sahiptim. Belkide artık sorun burada, o günler geçti. İyi yada kötü geçti ama o zamanlarda yüzlerce dakikaya sahipken artık saniyelerim bile “söz verilmiş” durumda. Ve zaman artık bir kazanım değil bir eziyet. Sabahlar kalkma sebebimin olup olmadığını bilmiyorum ve artık buralardan gitmeyi düşünüyorum... Belki çok uzaklara, belkide yakınımdan kaçacağım... Bunu göreceğim.





  Ve bu hikaye benim geçmişim şuanım ve geleceğim ile ilgili bir hikaye olmayabilir, sadece “Aşk ve Depresif” kafaların bir birleşimi de olabilir, kim bilebilir?